Hayatta anlam yüklediğimiz, bağ kurduğumuz şeyler vardır. Buna çevremizdeki sevdiklerimiz, bir nesne veya hayvanları örnek verebiliriz. Bunlarla kurmuş olduğumuz bağ kimi zaman bizi güvende hissettirir kimi zaman bizim için hayatı daha anlamlı kılar. Ancak bilindiği gibi her şeyin, hatta hayatın bile bir sonu vardır ve bu kaçınılmaz bir gerçektir.
Yas Sürecinde Nasıl Hissederiz?
Bir kayıp yaşadığımızda hayatımızdaki her şey tepetaklak olmuş, dünyamız başımıza yıkılmış gibi hissedebiliriz. Bu kayıp sevdiğimiz bir insan, değer verdiğimiz bir eşya, işimiz veya ilişkimiz olabilir. Bu olayın ardından sanki artık hayatın bir anlamı kalmamış, bizden bir parça kopmuş ,bundan sonra hayat durmuş ve hiçbir şey yapmamalıyım gibi düşüncülere kapılabiliriz. Yasta bu duygular, düşünceler çok doğaldır ve evrenseldir. Bu yas süreci yaşanmalı ve tamamlanmalıdır.
Bu süreçte kişi; bu kaybı kabul etmeyi, bununla başa çıkmayı, kalan hayatında bunu bir parçası olarak kabul etmeyi öğrenecektir. Kayıptan sonra hayatına devam etmek bazen bizlere sanki o kişiyi sevmemiş, değer vermemiş gibi hissettirebilir. Ancak sağlıklı olan yasın tutulup, tamamlanıp sonrasında hayatımıza devam etmemizdir. Kaybımız bizim parçamız ve anılarımız hep var olacak. Zaman zaman anımsamamız ve özlememiz doğaldır ama bunu bilinçli şekilde sürekli tekrar etmek süreci sağlıklı şekilde ilerletebilmemizi aksatacaktır.
Yas Aşamaları Nelerdir?
Yas beş aşamadan oluşan bir süreçtir. İlk aşama şoktur. Kişinin kaybı ilk öğrendiği evredir ve burada donakalma, hissizlik ve anlamlandıramama gibi durumlar yaşanabilir.
İkinci aşama inkardır. Bu aşamada kişi kaybı kabullenmez ve inkar eder. Bu şekilde olayla başa çıkmaya çalışabilir.
Üçüncü aşama pazarlık veya öfke aşaması olarak düşünülebilir. Burada kişi neden onun başına geldiğine dair öfke duyabilir. Ya da bu öfkesini dışarıdakilere karşı da yöneltebilir.
Dördüncü aşama depresyondur. Artık kişi kaybı kabul etmiş ve burada onun geri gelmeyeceğine dair çaresizlik duygusunu yaşamaya başlamıştır. Derin bir üzüntü içinde olabilir ve kendisini sosyal ortamlardan geri çekip, yalnız kalmak isteyebilir.
Son aşama ise kabullenmedir. Kişi artık kaybını kabul etmiş ve bununla başa çıkma yollarını aramaya başlamıştır. Geri kalan hayatına bu durumu adapte etmeye çalışmaktadır.
Yas Sürecinde Neler Yapmalıyız?
- Yas sürecini sağlıklı atlatabilmek için kendimize yakın gördüğümüz insanlardan gelen desteği kabul edebiliriz. Eğer çevremizde bu süreci yaşayan birisi var ise onunla iletişimde bulunup, empati yaparak yaklaşmak faydalı olacaktır.
- Güçlü görünmek zorundayım gibi bir yerden o an yası yaşamamak daha sonrası için daha sancılı bir süreç yaratabilir. Bu yüzden yası yaşamak ve tamamlamak önemlidir.
- Kişiye ait anılar konuşulabilir veya eşyaları, fotoğraflarıyla temas edilebilir.
- Burada bahsedilen bir şeylerden kaçmamaktır. Bunlar yerinde ve zamanında yaşanır, durumdan kaçılmazsa daha sonraki hayatına adapte sürecinde kolaylık sağlayabilir.
- Kayıpla vedalaşmak (ayrılık için de geçerli) sağlanabiliyorsa, yapılmasında fayda olabilir.
Yas Ne Zaman Sorun Olabilir?
- Yas sonrası verilen tepkiler ve duyguların yoğunluğu hala aynı şiddette devam ediyorsa,
- Kişi hala yaşıyor, hayatındaymış gibi bahsediliyor veya inkar ediliyorsa
- Kayıptan, onunla ilgili her şeyden kaçılmaya çalışılıyorsa
- Ona ait her eşya ısrarla saklanmaya devam ediliyorsa
- Hayatın normal akışına devam etmekte zorlanılıyor veya kaybın üzüntüsünü bastırmak için zararlı türlü yollara başvuruluyorsa
Bu gibi durumlar normal yas sürecinin dışında kalabilir ve burada psikolojik desteğe başvurması önemli bir husustur.
Psikolog Melek Eyertaş